BALANS AYARINI YAPANLARA NE OLDU? 28 ŞUBAT 2008 CUMARTESİ/
YÜREĞİR-ADANA
12 yıl önce bugün – sözde – Türk demokrasisine bir balans ayarı yapıldı.Bizdeki demokrasinin adı demokrasi.İşleyişi ise tam bir dikta rejimine benzer.Sadece 12 yıl önce balans ayarı yapılmadı.Cumhuriyet kurulduğundan bu yana iki tane darbe,iki muhtıra bir de postmodern darbe denilen (balans ayarlı) darbe yapıldı.
Ben de bugün itibarıyla 53 yaşındayım.1960 darbesini tam olarak hatırlamıyorum.Ama Rahmetli Başbakan Adnan Menderes için yazılan destanları ihtiyarlara okurdum.Onlarda hüngür hüngür ağlarlardı.Niçin ağladıklarını sorduğumda da,-oğlum bu memlekete hizmetten başka bir suçu olmayan Başbakan ile iki bakanını boş yere idam ettiler.Diye cevap verirlerdi.
27 Mayıs 1960da ihtilal,12 Mart 1971 de muhtıra,12 eylül 1980 de tekrar ihtilal,28 Şubat 1997 de Postmodern darbe ve 27 Nisan 2007 günü de e-muhtırası olan bir demokrasimiz var.
Ben bugün 28 Şubat olduğu için sadece 12 yıl önce bugün yapılan Postmodern darbe kimler tarafından niçin yapıldı? Millete gösterilen sebepler ile asıl sebep neydi? Demokrasiye balans ayarı yapanlar ne oldu? Millet neler kaybetti,neler kazandı? Garip gurabanın bugünkü hale gelmesinden kimlerin dahili var? Dış politikada Amerika ve Avrupalılar aleyhine gelişen olaylar nelerdi? Gibi soruları açıklamaya çalışacağım.İşte cevaplar:
1-Havuz Sistemi:
1996 yılında 54.hükümet Milli görüşün ağırlıkta olduğu bir hükümetti.Bu hükümet iş başına gelir gelmez hemen milli bir politika izledi.dış borç almadan yerli kaynakları harekete geçirdi.Kamu İktisadi Kurumlarına ait paraları bir havuz sisteminde topladı.Bu kurumların bankalarda % 160 ile faiz almalarına gerek kalmadı.Daha önce bu KİT’lerden parası olanlar özel bankalara paralarını % 50-60 faizle yatırırlardı.Devletin bir kurumunda %60 la para bulan bu bankalar bir başka kuruma %160 faizle aynı parayı satarlardı.Havuz sistemi kurulunca faizde para kazananların kazançları kesildi.Dışarıdan da borç para alma gereği ortadan kalktı.Bu durum hem IMF’yi hem de Amerika’yı zor durumda bıraktı.İşte 12 yıl önce yapılan Postmodern darbe 15 Ekim 1996 günü Amerika Birleşik Devletlerinin konsolosluğuna gelen bir faks sonucu baş vuruldu.O faks da özetle: “Mevcut iktidar Türkiye’ye Küresel sermaye girişini engelliyor.Bir an önce bu iktidar yıkılmalıdır.” Deniliyordu.Ordu eskisi gibi ihtilal yapmaya yanaşmadı.
2-İrtica:Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden itibaren var olan “İRTCA” tiyatrosu sahneye konuldu.Güya rejim tehlikede diye milletten bir korku ortamı oluşturuldu.Her ne kadar İrtica geliyor diye yapılan bu darbe yerli ve yabancı sermaye gurupları tarafından yapıldı.
3-Demokrasiye Balans Ayarı:Demokrasiye balans ayarı yapanların akıbeti çok kötü oldu.Başta Ali K.cı olmak üzere F.Ş.lerden,M.G.lerden,Ç.B.lerden, V.S.lardan,S.D.lerden ve diğerlerinden eser yok şimdi.Ha unutmadan ben bu yazıyı yazarken Ali K.cı ETÖ savcısına ifade veriyordu.
4-Fakir-fukaraya yapılan mali iyileştirmeler:54.İktidar iş başına gelir gelmez hemen maaş ve ücretlere % 50,Bağ-Kur emeklilerine % 400,Askerlerin maaşlarına %300,oranında zam yaptı.11 aylık bu iktidar zamanında memurlar toplam olarak % 230 oranında zam aldılar.Üstüne üstlük enflasyon da çok aşağı da idi.Bütün bu zamlar yapılırken ne yeni para basıldı ne de yeni borç alındı.Türkiye Cumhuriyeti kurulalıdan bu yana böyle millet böyle bir rahatlığı birinci olarak rahmetli Sayın Adnan Menderes zamanında görmüş,bir de bu 54.REFAH-YOL zamanında görmüş.Millet huzur,güven ve parasını kaybetti.Daha sonra gelen iktidar bütün bu uygulamaları kaldırdı.Yukarıda saydığım isimlere destek veren – sözde – işadamları 21 bankanın içini boşalttılar.Milletin 56 milyar dolarını kaybettiler.Milletin sırtına borç olarak kaldı.Bu Postmodern darbe sırasında çoğu medya gurubu tabaktaki bir avuç kepek karşılığı böyle havladılar.
54 hükümet işbaşına gelir gelmez Amerika ve Avrupa’nın mazlumlar üzerindeki şiddetini bitirmek üzere D-7 ülkelerine karşı İran,Irak,Türkiye,Malezya,Pakistan Endonezya Mısır gibi ülkeleri içerisine alan ve nüfusu ilk etapta 1 milyarı bulan ve hepsinin de tarihi gerçeklerle birbirine bağlı olduğu G-8 projesini kurdu ve çalışmaya başladı. Bu durum yukarıda andığımız Amerika ve Avrupa’ya korku verdi. Onlar her gürültüyü aleyhlerine yapılmış bir komplo sanırlar.Bu G-8’lerin başı Türkiye olduğu için bu projenin de sekteye uğraması lazımdı.Onun için mevcut iktidar ne pahasına olursa olsun devrilmeliydi.54. hükümet istifa edipte yerine 55.hükümet kurulduğunda Başbakan yardımcısı Sayın Mesut Yılmaz’a 8 yıllık kesintisiz eğitimi çıkarmaması yönünde kendisine soru sorulması üzerine:-Hükümetin yıkılması pahasına da olsa 8 yıllık zorunlu eğitim kanununu çıkaracağını söyledi.Onun böyle kabadayı olmasının arkasında geçenlerde Karadayı’nın İnternete düşen kasetinden konuştuklarının olduğunu görmüş olduk.
28 Şubat sürecinde müdahil olanlar medyada doğrularlı yazanları işlerinden ettiler.İşinden etmeyle yetinmeyip bir de vatan haini ilan ettiler.Balans ayarı için Ankara’nın Sincan ilçesinde tankları yürüttüler.Gazetecilerin görüntü ve haber alması için aynı gün akşamleyin Sincan’da tankları tekrar yürüttüler. Postmodern darbecilerle tepsideki kepeğe kuyruk sallayanlar birbiriyle böyle paslaştılar.Haliyle meydana gelen bu alış-verişten dolayı o zaman medya mensupları Başbakanı pijamalarıyla karşılıyorlardı.
Kısaca 12 yıl önce bu milletin gözüne baka baka bu milletin hazinesi soyuldu.Başta siyasi partiler olmak üzere bütün Sivil toplum Kuruluşları kötü bir imtihan verdiler.Ne siyasi partilerden ne de diğer kuruluşlarda bu kötü gidişe dur diyen olmadı.
Not: O dönemin baş aktörlerinde olan ve emekli Genelkurmay başkanı Sayın İsmail Hakkı Karadayı’nın 28 Şubat darbesini anlatan süreç ile ilgili olarak bir ses kaseti daha gündeme bomba gibi düştü.Dinlemenizi tavsiye ederim.
Selam ve Dua ile.